Annem az önce Kitaplığımı toparlıyordu ve Alacakaranlık serisini görünce bi okıyim dedi sonra bende düşündüm , annem alacakaranlık okursa ne olur diye sonra aklıma böyle bi diyalog girdi :
Annem - "Oğlum sen kaç yaşındasın ?"
Ben - "On yediyim."
Annem - "Oğlum sen geçen yılda on yedi yaşındaydın, ne zamandır on yedi takılıyorsun bakayım ?"
Ben -" Bir süredir annecim."
Ben -" Ve anne oğlunu besler.."
Annem - "Ne anaç bir anneymiş.."
Ben - "Ne ana kuzusu bir oğlanmış"
Annem -" Seni özledim yavrucum."
Ben - "Biliyorum annecim , inan bana biliyorum, sanki 1/4'm sende kalmış gibi.."
Annem -" Neden yarısı değil bakayım.."
Ben -" Babam, kardeşim ee kendime de kalsın neyse repliğe dön.."
Annem - "O zaman gel ve al koçum."
Yine uyku vakti..Bir başka rüya daha..Günün ne kadar besin dolu olduğununun bir önemi yok..Bitmek zorunda..Neden bu anaç duygu sona ermek zorunda değil..
"Yeme..!" Bu sözcük mutfaktan bana doğru kayıyordu.
"Yiyeceğim..!" Sesim tıkınırken ninni kadar güzeldi. "Dediğim gibi beni mutlu ettiği sürece yiyeceğim annecim,engel değilsin !"
Annem - "O şarkıcılarla ilgili konuşma sesi neydi ? Bülent Ersoy neyin dedikodusunu yapıyor gene ? Tanrı'm iyi ki vampir bir oğlum var"
Ben - "Gülşen midir nedir onu sövüyor." Sesim çok melodikti ki o anda kaset teklifi almamam için bir neden yoktu
Annemin omzunu silktiğini hissettim..
Annem - "Oğluşum sana kızarttığım patates kızartmasının kokusunu aldığım gibi alıyorsun sende bu sesleri.."
Ben -" Sana benim dedikoducum diyorlar..çünkü kızarttığın patateslerin kokusu ruhumu okşuyor."
Annem -Cennetteyim bununla hiç yemeği kalmamış bir cennet
Annem - 3 şeyden emindim..Birincisi benim şişko,mıç mıç sevimli oğluşum bir vampirdi,ikincisi ben ona sütünü mü eksik etmiştim de böyle olmuştu, 3.sü ise yoksa bende mi vampirdim..
Annem -" senin ne olduğunu biliyorum yavrucum"
Ben - "söyle."
Annem- "vampir misin zuzum sen ?"
Ben-" korkuyor musun anacım"
Annem - ne korkucam lan seni ben doğurdum..
peki babam okursa XDHep anneler mi okuyacak bu kitabı canım? Sadece anneler değil babalarda okursa nasıl olur diye merak ettim ve üşenmeden oturup yazdım.Sonuçta bu oldu. Umarım güldüremesem bile beğenirsiniz. Başka bir zaman aklıma gelirse yine eklerim buraya.Sizin de aklınıza bir şeyler geliyorsa siz de ekleyin.=))
Baba: Kızım, sen kaç yaşındasın bakiyim?
Kız: 17 baba.
Baba: (yutkunur..) Ne zamandır...On yedisin?
Kız: Bilmem, hesaplamadım...Bir süredir işte.
Baba: Ne olduğunu biliyorum...
Kız: Ne diyorsun baba ya...Neyi biliyorsun?Ay yoksa sen..Ya baba valla gece eve geç geldiğim için çok öz-
Baba: Evet, biliyorum.Artık saklayamazsın!Geceleri eve geç geliyorsun,gündüzleri dışarı çıkmıyorsun, eve kapatıyorsun kendini.Beyaz tenini kapatmak için yüzünü fondotene boğuyorsun.Bazen sanki geçmişteki gibi, 2 yaşındaki gibi konuşuyorsun, gözlerin renk değiştiriyor...Ananda biliyordu di mi lan!?Benden gizlediniz hepiniz!!...Neden hep en son ben duyuyorum bu evde olanları he??Neden hep en son benim haberim oluyor?
Kız: Saçmalama baba ya..Hemen En Son Babalar Duyar'a bağladın işi...Hem onlar lens bir kere...Uf ,sıkıldım ama he!Ne söyleyeceksen söyle baba ya...
Kısa bir sessizlik olur.
Baba: O kız korkmuyordu; ama ben çok korkuyorum lan!...Altıma yapacam birazdan..Isırabiliyor musun sen?O kadar uzadı mı dişlerin?Saklıyor musun yoksa?Ben de diyorum bu kızın dişleri niye bu kadar beyaz...
Kız: Ne!Hangi kız?Ne dişi, ne beyazı ya?Yoksa...Ya uf, baba sen yine benim kitaplığımı mı karıştırdın?!...
Baba: Ne var be, o kadar para veriyoruz..Birazda okuyalım dedik.Fena mı ettik?
Kız: İyide baba artık nasıl okumuşsan, anlayamadım yani...Orada vampir olan kız değil, erkekti!
Baba: Hmm...Oha!O daha kötü..
Kız: Niye ya?
Baba: Niyesi var mı?Yok kızım yok.Seni bir daha geceleri dışarı çıkarken görmeyeceğim!Şimdi senin sevgilin vardır, ondan gecikiyorsun di mi len!O kan emici seni bir köşeye sıkıştırır ısırır mısırır...Başımıza bela alırız!Artık akşam 7 oldu mu evdesin tamam mı?, yok yok ne yedisi?! Artık sana dışarı çıkma yasağı vermenin vakti gelmiş de geçmiş bile...
Kız :...!!???
Kız: Şey baba...
Baba, elindeki gazeteden kafasını kadırmadan: HIhh?
Kız: Ben, yani şey...bu akşam..
Baba: Akşama dışarda falan yiyemeyiz kızım.Annen dört tencere yemek yapmış.Maş. Michael Schumacher gibi onunda hızına yetişilmiyor bu günlerde...
Kız: Ya aslında anneme ben söyledim biraz fazla yapmasını...
Baba gazeteyi elinden bırakıp kızına döner: Ne zorun vardı kızım?O kadar yemeği kim yiyecek şimdi?
Kız: (sıkılarak)Şey yiyecek...
Baba: Kim?
Kız:...
Baba: Kızım söylesene 'şey' de kim?
Kız:...Er..erkek arkadaşım baba..Akşama sizinle tanıştırmak için ben davet ettim.Tabii eğer istemezsen hemen arayıp iptal-
Baba: Onlar yemek yiyebiliyor muydu ya??
Kız: Ha???!!
Akşama kız sevgilisini yemeğe davet etmiştir.Birkaç bilindik selamlaşmadan, havadan sudan sohbetlerden sonra yemek masasına geçilir.Bu sırada babanın aklından şunlar geçer.
(Çocuk da ammada yakışıklıymış ha...Zenginlermişde..Bayada terbiyeli anlaşılan.Bizim kız turnayı gözünden vurmuş bu sefer desene?Maş., maş...Saçlar kumral,gözler bal sarısı gibi ela...Sesi de kadife gibi filmlerdekiler gibi maş...Hafif de kaslı gibi sanki...Bana bir yerden tanıdık geldi bu velet ama nereden?...Eyvah!!)Yemeğin sessizleştiği bir sırada kız tuvalete gitmek için müsade ister, annede o sırada mutfağa gidip tatlıları servis tabağına yerleştirmekle uğraşmaktadır.Bu sırada baba ve çocuk arasında şu diyalog geçer.
Baba: Kaç yaşındasın sen evladım?
Çocuk: 17 efendim.
Baba: Hmm...Ne zamandır...On yedisin?
Çocuk: Geçen hafta girdim on yedime..
Baba sinirlenir:Ohooo...Olmadıki şimdi.
Çocuk: Ne olmadı efendim?
Baba: Replik olmadı replik!!
Çocuk şaşırarak:Replik derken??
Babanın bu sırada aklında başka bir şeyler geçer.
Baba: Neyse, bırakalım biz şu repliğide anlat bakalım, nasıldı doğum günün?
Çocuk: Valla ne diyim efendim, bildiğiniz partilerden işte.Pasta,kola bir iki hediye..Nasıl on yedi oldum bende anlayamadım.Zaman su gibi akıp geçiyor, değil mi?
(Bak görüyor musun nasılda kıvırıyor, girmiyor detaya..Görürsün sen..Benim kızımın kanına dadanmak neymiş anlarsın şimdi foyan çıkınca ortaya...)Baba: Her yıl kutlar mısınız?
Çocuk: Ben kendimi bildim bileli, evet.
Baba: Zor olmuyor mu?
Çocuk: Ne zor olmuyor mu?
Baba: Bilmem..Öyle her sene her sene kutlamak...Pastanda kaç mum vardır kim bilir?Yüzden fazla mı?
Çocuk babanın espri yaptığını düşünerek pek komik olmasada köprüyü geçene kadar ayıya dayı denmesi gerektiğinden gülümser.
Çocuk: Aslına bakarsanız saymadım mumları. der öylesine laf olsun torba dolsun diye..
Baba gayet ciddi bir şekilde:Hmm...Demek o kadar çok ha?
Çocuk: ...??!
Baba: Peki pastan neliydi?
Çocuk şaşkınlıktan cevap veremez.Adamın kendisini sınıadığını düşünür.Sınıyorsa amacını anlamaya çalışır kafasının içinde.Ama diyecek bir kelime bulamaz.
Baba: Konuşsana!Kırmızı mıydı?
Çocuk: Şey...
Baba: AB Rh +' mi????
Çocuk: Ben...ne demek iste-
Baba: Eyvah!eyvah!!! diye bağırmaya başlar.Ve sandalyesinden kalkarak çocuktan birkaç adım uzaklaşmaya çalışır.Bağrışları duyan anne, kız koşarak salona girerler.
Anne-kız: Ne oluyor burada?
Baba: Ne olacak bizim kız elden gitmiş de haberimiz yok!
Anne: Ne diyorsun? der ve kızına döner, Kız yoksa sen hamile misin?!!!
Kız: Anne saçmalama ne hamileliği?!
Baba: Ah, keşke hamile olsaymış!...Kızın kanını içmişler senin dünyadan haberin yok kadın!Hemde kanıından pasta yapmışlar da yemişler bir güzel...Yoksa senide mi kan emici yaptılar!Koynumda sivri dişli bir vampir mi beslemişim ben onca yıl!
Kız: Baba, ne onca yılı!Biz Ediz ile daha 3 ay önce tanıştık!
Baba: Demek kabul ediyorsun vampir olduğunu...
Kız-anne-çocuk:Hönk!!???
O akşam kıza görücü gelmiştir.Yine havadan sudan muhabbetlerden sonra her zamanki klışe sorulara gelir sıra...
Baba:Oğlumuz ne iş yapar?
Çocuğun babası:Özel ve iyi bir hastanede cerrah efendim.Hastanenin en iyi doktorlarındandır.
Baba:Doktorsun ha?
Çocuk:Evet efendim.
Baba:Kan tutmaz mı seni?
Çocuk bu soruyu sınama ve cesaret ölçme sorusu olarak algılayarak:Hayır, aksine çok severim.Zaten kırmızı benim en sevdiğim renktir.. diye ufak bir espri de katar işin içine.
Baba:Hmm..Zor olmuyor mu?
Çocuk:Neden zor olsunki?Sonuçta kan tutmaz beni.Ki tutsaydı doktorda olmazdım sanırım..
Baba:Baya yaşlısındır sen o zaman...
Çocuk:Şey..Aslında Belen'le aynı yaştayız efendim.
Baba:Ya da belkide hastalarının kanını saklıyorsundur bir kenarda..
Çocuk:Ne saklaması efendim?
Baba:Kan kokusunu sever misin bari?
Çocuk:Çok da kötü bir etki yapmıyor...Alıştım artık.Bazen yoğun olduğunda bayılacak gibi oluyor insan..
Baba:Demek kana bayılıyorsun ha?
Çocuk ve ailesi:??!!!
Baba ayağa fırlar:Size kız mız yok!Çıkın len evimden!Lan keske şu yazar Jacob'ın numarasını falan yazsaydı kitabın arkasına falan..Ya da ıslık çalsam gelir mi acaba?Bir insanın bir tane bile kurt tanıdığı olmaz mı be!!
Çocuğun anne ve babası adamın deli olduğunu düşünerek ve fısıldaşarak adamın şaşkın karısı ve kızından müsade bile istemeden evden çıkarlar.Öyleki Ediz, Belen'inin suratına bile bakmaz..Kız sinir krizleri geçirerek babasına bağırmaya başlar.
Kız:Ya baba sen ne yaptın!Ben seviyordum onu!!Hemde çok!...Evlenecektik onla!Nasıl yaparsın bunu!
Baba:Kıza bak, hayatını kurtardık neler söylüyor ağızı...Lan kan emici olmaya çok meraklıysan koş peşinden o pis kan emicinin!Ama bilesinki ben yavrumu,kendi canımdan,kanımdan evladımı kan emicilere yar etmem!
Kız ağlamaya ve bağırmaya devam ederken anne araya girer.
Anne:Ne zorun vardı da vermedin kızı?Delikanlı gibi çocuktu.Hem doktordu da...
Baba:Doktor falan giremez bu evden içeri!
Anne:Elalem doktor ister mühendis ister adamın zoruna bak ya...Ya ne olacaktı kaldırım mühendisi mi?
Baba:Bilmem..Ama bak veteriner olsaydı verirdim.
Anne-kız aynı anda:Veteriner mi?
Baba:Tabii ya...Neden düşünemedimki daha önce..Bana bak, veterinerden başkasına vermem seni!Bunu böyle bilmiş ol...Ona göre bir kısmet bul kendine...Artık gazetelere mi ilan verirsin, düğün düğün gezer misin yoksa veterinerlik fakültesine mi başlarsın orasını bilmem!
Kız:Ya baba ne alaka veterinerlikle?
Baba:Ne alakası var mı kızım?Zeka derler buna...Doktor olunca insan kanı içiyorlardır büyük ihtimalle.Yeni nesilde nerede Carlisle'daki merhamet!Ama veterinerse kesin vejeteryandır hepsi!Boşuna okumadık o kitabı heralde!
Anne-kız:Hönk!!????
ALINTIDIR...BİRAZ UZUN AMA GÜZEL BENCE